CUMHURİYET DEVRİMİNDEN ÖDÜN VERMEYİZ

Türkiye sıcak gelişmelerin yaşandığı bir coğrafyanın tam ortasında emperyalizme karşı bağımsızlık, birlik ve güvenlik mücadelesi veriyor. Suriye ve Irak sınırında Mehmetçiğimiz PKK ile savaşıyor. Doğu Akdeniz’de, Ege’de, Kıbrıs’ta ABD ve uzantılarının tehditleriyle boğuşuyoruz. Ermenistan’ın Azerbaycan’a yönelik saldırıları  ve Karadeniz’deki gelişmeler Kafkasya’yı da hareketlerdi. Adeta ateş çemberinin ortasında ciddi bir mücadele veriyoruz.

Mücadelenin başarısı içerde birliği sağlamaktan, dışarda ise esas tehdit kaynağına göre geniş bir dış ittifak kurabilmekten geçmektedir. Hükümetimiz ne yazık ki, içerde millî birliği sağlayan, dışarda ABD emperyalizminin karşısına en geniş güçleri yığabilecek bir siyaseti ortaya koyamıyor. Suriye ve Mısır siyasî ilişki kurmaktan imtina eden hükümet denge politikası adı altında ülkemiz ve bölgemiz için esas tehdit kaynağı olan ABD emperyalizmi ile ortaklık kurma arayışına girmektedir. Dünya ve bölgenin verili koşullarında bu asla geçerli değildir ve sonuçsuz kalmaya mahkumdur.

Türkiye’nin etrafı bu denli risklerle örülü iken son dönemde ülkemiz gereksiz, zamansız ve yanlış tartışmaların içine çekilmiş ve hükümet bu yanlışların tarafı olmuştur. İşçilerin iş güvencesine ve kıdem tazminatına göz konmuş, bu girişimden işçi sınıfının gözdağı ile vazgeçilmiştir. Çoklu baro gibi yanlış bir yasa ile günlerce kamuoyu meşgul edilmiştir.

Ayasofya’nın statüsünün değiştirilmesi sürecinde Atatürk’ün tarihe ihanetle itham edilmesi 24 Temmuz günü kılınan cuma namazında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Atatürk’ü lanetlemesi, hükümet medyasından yükselen “hilafet” çağrıları ve alfabe tartışmaları hükümetin zaafiyetini ortaya koymuş, bu zaaftan yararlanan gerici damarın nasıl patladığını göstermiştir. Bu manzara toplam olarak değerlendirildiğinde gölge CIA olarak bilinen ABD’li düşünce kuruluşu Rand Corporation’ın kaos ve fitne planına hizmet ettiği açıktır. Türk milleti sağduyusuyla bu planları boşa çıkaracaktır.

Hükümet emperyalizme karşı mücadelenin millî mücadele olduğunu ve milletin en geniş kesimlerinin bu mücadeleye ortak edilmesi gerektiğini unutmamalıdır. Milleti bölen, kutuplaştıran, kurucu liderimize, Ata’mıza lanet okuyanlara arka çıkılarak milletin geniş kesimlerinin desteği alınmaz. Hatırlatırız ki, Atatürk’ü karşısına alan Türk milletini karşısına alır. Atatürk bir şahıs değil, Türk milletinin emperyalizme karşı bağımsızlığının ve çağdaşlaşma iradesinin simgesidir. Hükümetimiz bu konularda dikkatli ve uyanık olmalıdır.

Ülkesi olmayanın sendikası olamayacağı gerçeğini bilincine işlemiş Hepimizin Sendikası grubu olarak emperyalizme karşı mücadeleyi “amasız” desteklerken başarının içerde millî birliği sağlamaktan ve bölgemizde de ABD emperyalizmine karşı en geniş birlikteliği sağlamaktan geçtiğini hatırlatırız. Hedefin Türkiye olduğu unutulmamalıdır. Hepimizin Sendikası grubu olarak cumhuriyet devriminden ödün vermeyeceğimizi dosta, düşmana ilân ediyor, milletimizin Kurban Bayramını kutluyoruz.